ETİK SEMİNERİ
561
13:58
30.03.2015

 

Seminerde Öne Çıkan Konular şunlar oldu:

 

 1. Adalet: Genel olarak adalet, eşitlere eşit davranmayı içerir. Kurum açısından adalet, personele, 

 

kuruma katkıları oranında haklarını; kurallara aykırı davranmaları oranında da ceza verilmesidir. 

 

Adalet kavramı hak dağıtıcı adalet ve düzeltici adalet olmak üzere ikiye ayrılır. Bir kimsenin, 

 

başkalarının eylem ve işlemlerinden dolayı zarar görmesi ya da haksızlığa uğraması durumunda, bu 

 

adaletsizliğin ya da eşitsizliğin ortadan kaldırılmasını içeren adalet, düzeltici adalettir.

 

 2. Eşitlik: Eşitlik, yararların, sıkıntıların, hizmetlerin dağıtılmasında uygulanacak sınırların 

 

belirlenmesini içerir. Eşitlik, dürüstlük ve adalet kavramları ile bütünleşmiş bir kavramdır. Eşitlik 

 

kavramı temel bireysel eşitlik, kısmi eşitlik ve blokların eşitliği açılarından ele alınmaktadır. Aşağıda bu 

 

eşitlik kavramları açıklanmıştır. a) Temel bireysel eşitlik: Toplumdaki tüm vatandaşların bir oy 

 

hakkının olması gibi, tüm eşitlere eşit davranmayı içeren eşitlik anlayışı buna örnek gösterilebilir. b) 

 

Kısmi eşitlik: Çiftçilerle işadamlarının gelir düzeylerinin farklı olması nedeniyle farklı vergi 

 

ödemelerinde olduğu gibi, toplumdaki farklı gruplara eşitlik sağlamak için farklı davranılmasını içeren 

 

eşitlik bu tür bir anlayışa dayanır. b) Blokların eşitliği: Kadın-erkek, genç yaşlı gibi doğal blokların 

 

eşitlenmesi çabalarını içerir. 

 

3. Dürüstlük ve Doğruluk: Dürüstlük, doğruluğu içerir, ama ondan farklı bir kavramdır. Doğruluk 

 

gerçeği söylemek, yani sözlerimizi gerçeğe uydurmaktır. Dürüstlük ise, gerçeği sözlerimize uydurmak, 

 

yani sözümüze bağlı kalmak ve beklentileri gerçekleştirmektir. Dürüstlüğü kanıtlamanın en iyi 

 

yollarından biri, o sırada yanımızda olmayan kişilere sadakat göstermektir 

 

 4. Tarafsızlık: Tarafsızlık ya da nesnellik, insanın bireyleri ya da nesneleri oldukları gibi görebilmesi ve 

 

bu görüntüyü bireyin kendi istek ve korkuları ile oluşturduğu görüntüden ayırabilmesidir.

 

 5. Sorumluluk: En genel anlamda sorumluluk, belirli bir görevin istenilen nitelik ve nicelikte yerine 

 

getirilmesidir. Genellikle iki tür sorumluluk vardır. Bunlardan birincisi, üstlere hesap vermeyi içeren 

 

“sorumlu olma”dır. İkincisi ise bir işi yapmayı üstlenmek anlamına gelen “sorumluluk alma”dır 

 

6. İnsan Hakları: İnsan hakları, insanın insan olma özelliği nedeniyle sahip olduğu; dokunulmaz, 

 

devredilmez ve vazgeçilmez nitelikte, kişiliğe bağlı haklardır. İnsan haklarının iyi anlaşılması ve 

 

bireylerin bu haklarına saygılı olmak, bir görevlinin mesleki değerleri arasında öncelikle yer alması 

 

gereken unsurdur. 

 

7. Hümanizm: Hümanizm, insan varlığının insani erdemlerce biçimlendirilmesi, insancıllık çabası; 

 

insanın insancıl bir biçimde eğitilmesi öğretisi; insanların yetişme ve gelişme yeteneğinden, insanın 

 

erdemleriyle, kişiliğinin göz önünde tutulmasından yola çıkılarak, insanın çok yönlü yetişmesini, 

 

özgürce etkinlikte bulunmasını, yaratıcı güçlerini ve yeteneklerini kullanabilmesini amaçlayan, insan 

 

toplumunun gelişmesine ve insan soyunun daha da yetkinleşmesine ve özgürleşmesine yönelik 

 

düşünce ve çabaların bütünüdür

 

  8. Bağlılık: Personelin kurum üyeliklerini sürdürmeleri ve kurumda kalmak istemeleri olarak 

 

tanımlanabilir. Kuruma bağlı personel, kurumdan etkilenirler ve kendileri de ortak amaçların 

 

gerçekleştirilmesi için ortaklaşa bir çaba gösterirler 

 

 9. Hukukun Üstünlüğü: Hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçirilmesi, hukuk düzeninin toplumda 

 

egemen kılınması, hukuk üzerinde politik baskı olmaması, yasaların kişilere göre çifte standartlı olarak 

 

uygulanmaması, suçlunun kısa sürede yakalanıp cezalandırılması, yargısız uygulama yapılmaması, 

 

yetkili kişi ve kuruluşların yasalara saygılı olması, hukuk sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışmasını 

 

sağlar. Bireye ve topluma güven, huzur, mutluluk ve rahatlık verir 

 

10. Sevgi: Sevgi, insanın kendisiyle ve başkalarıyla yaratıcı bir ilişki kurması demektir. Sevgi, 

 

sorumluluğu, ilgi ve bakımı, saygı ve bilgiyi, başkasının yetişme ve gelişmesi için istek duymayı 

 

gerektirir 

 

11. Hoşgörü: Hoşgörü Batı dillerinde “tolerance” sözcüğü, Latince “tolerare” kökünden gelmektedir. 

 

Türkçe’de bu kavramın karşılığı “katlanmak”, “tahammül etmek”, “dayanmak” şeklinde karşılık 

 

bulmaktadır. Köknel’e göre hoşgörü, insanı, insanlığı anlamak, bilmek, saygı duymaktır. İnsanların 

 

birbirlerinden farklı duygu, düşünce, davranış, tutum, eylem biçimleri olduğunu kabul etmektir. 

 

Hoşgörü insanın karşısındaki insanla etkileşirken, onunla eş duyum(empati) içinde olmaya; etkileşim 

 

konusunda onun algılarını tanımaya çalışması; böylece ona tepkide bulunması; ve ona belli bir sınır 

 

içinde kusurluluk hakkı tanınmasıdır 

 

12. Saygı: Saygı, birçok kişinin bildiği ve beklediği gibi korkmak, çekinmek değildir. Saygılı olmak, bir 

 

insanı olduğu gibi görebilme yetisini ve onu özgün bireyselliği içinde fark edebilmeyi anlatır. Saygı bir 

 

insanı, bir kişi olarak olduğu gibi görmek, onun kişiliğini ve biricikliğini fark etmek demektir 

 

13.Tutumluluk: Kurumu amaçlarına uygun olarak yaşatmak, kurumdaki insan ve madde kaynaklarını 

 

en verimli biçimde kullanmakla gerçekleşir 

 

14.Demokrasi: Demokrasi, insana bir değer olarak önem veren ve insan kişiliğinin özgürce ve eksiksiz 

 

olarak geliştirilmesine olanak sağlayan bir yönetim biçimidir 

 

15. Olumlu İnsan İlişkileri: Yönetimde olumlu insan ilişkileri, hem amaçlanan üretimin 

 

gerçekleştirilmesi, hem de personelin doyumunun sağlanması açısından gereklidir. Bu anlamda, 

 

yönetimde insan ilişkileri, insanlar için, insanlarla birlikte etkili biçimde çalışabilme becerisidir. Sağlıklı 

 

insan ilişkileri için, bireylerin yetenek ve güçleri kadar, zayıf yanlarının ve gereksinimlerinin neler 

 

olduğunun anlaşılması gerekir. İnsan ilişkilerinin niteliği, başarı ya da başarısızlığın belirleyicisi 

 

olmaktadır 

 

16. Hizmet Standartlarının Yükseltilmesi: Tüm kamu görevlilerinin en önemli görevlerinden biri de 

 

yurttaşlara sunulan hizmetlerin kalitesini yükseltmek; yerinde ve zamanında etkili hizmet sunabilmek 

 

olmalıdır. Bunun için yalnızca verilen işin yapılması değil, bu işlerin en iyi biçimde nasıl yapılabileceği 

 

konusunda yaratıcı bir yaklaşım içinde olmak da gerekmektedir. 

 

17. Açıklık: Çoğu yönetici, “ast astlığını, üst üstlüğünü bilmelidir” düşüncesi ile, astlarının 

 

düşüncelerini açıkça söylemelerine karşı çıkarlar. Açık sözlülük astları, yöneticinin gözünde sevimsiz 

 

kılar. Bazı görevliler ise bırakın astlarını, kendilerinin açık sözlü olmalarının bile tehlikeli olacağını 

 

düşünmektedirler 

 

18. Hak ve özgürlükler: Hak ve özgürlükler bir arada kullanılan ancak birbiri ile karıştırılan 

 

kavramlardır. Özgürlük kavramı, bireyin bir şeyi yapma ya da yapmama serbestliğidir. Devlet ya da 

 

başka herhangi bir güç tarafından, herhangi bir şey için zorlanmamayı, baskı altında tutulmamayı 

 

ifade eder. Hak kavramı ise, özgürlükten daha geniş bir anlam taşır. Bu terim, yalnızca serbest olmayı 

 

değil, bunun yanı sıra devletten ya da toplumdan bazı istemlerde bulunmayı da içerir. Bu anlamda 

 

örneğin eğitim hakkı ile eğitim özgürlüğü birbirinden farklı kavramlardır 

 

 19. Emeğin hakkını verme: Emek, personelin iş performansını elde etmek için harcadığı kafa ve kol 

 

gücüdür. Personelin emeğinin hakkı, kurumun yapacağı ödeme ile verilir. Ödeme, personelin üretim 

 

için kuruma harcadığı emekle yarattığı değer artışından hak ettiği değerin kendisine döndürülmesidir. 

 

Ödeme kavramı içine, personelin kurumca karşılanan her türlü gereksinmesi girmektedir. Personelin 

 

kendilerinden beklenen performans düzeyine ulaşmaları için onlara emeklerine denk ödemenin 

 

yapılması gerekmektedir 

 

20.Yasa dışı emirlere karşı direnme: Oysa hukuken suç teşkil eden emirlerin yerine getirilmemesi 

 

konusunda kamu görevlileri kesin bir tavır içinde olmalıdırlar. Verilen emrin hukuka aykırı olduğu 

 

kanısına varan görevlinin, bu aykırılığı üstüne bildirmesi ve emrin yazılı bir şekilde kendisine 

 

verilmesini sağlaması gerekir. Böylece hukuka aykırı emir veren üstün, bu emrin verilmesinden veya 

 

yerine getirilmesinden doğan sorumluluğu üstlenmesi sağlanır.

 

 

 

 

Etik Etik Etik Etik

Yayın Tarihi: 30.03.2015